Her Tercih Diğer İhtimaller İçin Bir Dışlamadır

 

Her tercih diğer ihtimaller için bir dışlamadır, üç özel koleksiyonu bir araya getirerek sanat eseri toplama merak ve heyecanı ile bu alandaki tercihler üzerine eleştirel bir diyalog ortamı kurmayı amaçlar. Öngösterimi 21 Nisan-17 Mayıs tarihlerinde, SALT Beyoğlu’ndaki Forum’da gerçekleştirilen sergi, koleksiyoncuların ağırlıkla görsel-işitsel üretimlere ilgisini yansıtan 50’den fazla işi içerir.

Çok katmanlı hazırlanan sergide, Emre Hüner ve Christodoulos Panayiotou’nun seçili işlerinden oluşan iki kişisel sunum yer alır. Hale Tenger’in Yıldızlarda Dans ve Umut (2013) video enstalasyonunun karşısında, Ahmet Öğüt ve Şener Özmen’in Boyama Kitabı (2003) konumlanır. Francis Alÿs, Kutluğ Ataman, Ayşe Erkmen, Leyla Gediz ve Jonathan Monk’un işlerini de kapsayan ilk karma sunum, hem biçim hem de hissiyata göndermeyle taklit ve tekrar üzerine kurgulanmıştır. Diğer karma sunum ise, CANAN’ın Çeşme (2000) ve Ed Atkins’in Death Mask III (2011) işinden hareketle cinsellik, toplumsal cinsiyet, bilinç dışı ve ölüm kavramlarını irdeler.

Serginin ilk günü SALT Beyoğlu’nda, koleksiyoncular ve serginin sanatçılarıyla bir söyleşi düzenlenecek; programın moderatörlüğünü SAHA Direktörü Merve Çağlar, giriş konuşmasını SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun yapacak. Ağustos ayına kadar ayrıca, SALT Beyoğlu’ndaki Açık Sinema’da, üç koleksiyondan bir dizi video işi gösterilecek.

Sanatçılar: Meric¸ Algu¨n Ringborg, Can Altay, Francis Aly¨s, Iván Argote, Kutlugˆ Ataman, Ed Atkins, Go¨kc¸en Cabadan, CANAN, Banu Cennetoğlu, Aslı C¸avus¸ogˆlu, Elmas Deniz, Haris Epaminonda, Cevdet Erek, Didem Erk, Ays¸e Erkmen, Leyla Gediz, Emre Hu¨ner, Oliver Laric, Jennifer Marman & Daniel Borins, Jonathan Monk, Ahmet O¨gˆu¨t, S¸ener O¨zmen, Christodoulos Panayiotou, Zeyno Peku¨nlu¨, Erinc¸ Seymen, Fiona Tan, Zhou Tao, Hale Tenger, Go¨zde Tu¨rkkan, Jordan Wolfson

Güncel görsel pratiklere dair ne kent ne de devlet düzeyinde kamu koleksiyonlarının oluşturulduğu bir ülkede yaşamaktayız. Kamu bütçesiyle koleksiyon geliştiren, kamu hizmetindeki özerk kurumlardan da yoksunuz. Türkiye’de güncel sanatın maddi belleği, üretim ve sergileme dönemiyle sınırlı kalır. Çok az sayıdaki özel kurum ise, bu durumun yükünü taşımakla birlikte, “güncel olan”ın da sınırlarını çizer. Özel koleksiyonların çoğu, vizyon eksikliğinden muzdariptir; eserler, ev ve şirket duvarları ya da depolarda erişimden uzaktadır. Son yıllarda SAHA, collectorspace ve SPOT gibi bir dizi yeni girişim, bu alandaki yoğun piyasalaşmayı dengelemek üzere, özel adına kamu nezdindeki güvenilirliği geri kazanmaya çabalıyor. Ancak, özel olan, çoğu zaman mevcut hâliyle kalmaya devam eder; kamusal olan ise, erişilebilirlik ve ortak imtiyazların hâlâ müzakereye bağlı olduğu bir alandır. Böyle bir ortamda, sanat eseri toplayıcılığında bilinç ve sorumluluğun artırılması, sanatın erişilebilir kılınmasında koleksiyonların oynayabileceği rol, acilen değerlendirilmesi gereken konulardandır.

Bu sergi, üç koleksiyoncu ve koleksiyonlarıyla diyalog hâlinde, son 10 yıldaki sanat pratikleriyle bunlara yönelik bireysel keşif ve araştırmalar arasında arabuluculuk yapmaya çalışır. Yerel ve uluslararası işlerden oluşan sergi, koleksiyoncuların en “güçlü” ve “cesur” nitelenebilecek tercihlerinden bir seçki sunar. Sergideki işler, toplumsal olarak eleştirel, politik ve kimi zaman rahatsız edici yönleriyle öne çıkar. Bu koleksiyonlarda, aynı zamanda, video, ses, kitap, film ve slayt enstalasyoları gibi ev ya da ofis ortamında gösterilmesi meşakkatli araçları kullanan işler bulunur. Pek çoğu, genellikle bir koleksiyoncunun hiç almayacağı türde olduğu düşünülen işlerdir.

Sergideki işleri toplayan koleksiyoncular, uzun bir zamandır kendi aralarında koleksiyonculuğa, özellikle de video işlerinin toplanmasına ilişkin yaklaşımlarını tartışmaktadırlar. Bu bakımdan her bir koleksiyon, kendine özgü yönler barındırırken belli bir ölçüde 2000’lerin başından bu yana Türkiye güncel sanatındaki dönüşümleri de yansıtır. Ayrıca, Türkiye güncel sanatının hızlı gelişiminin bir sonucu olarak, yerelin ötesinde bir yaklaşımla farklı coğrafyalardan sanatçıları da içerir.

Özel koleksiyon oluşturmayı, başka koleksiyoncularca da kabul gören toplama kriterlerinden ayrı bir yerde konumlandırıp büyük ölçüde kendine özgü bir faaliyet olarak görmek, günümüz koşullarında oldukça iyimser bir tablo olabilir. “Altın standardı” ve sanat tarihi odaklı nitelikli araştırmaların yokluğunda, ortak kanaatler moda görüşler tarafından yönlendirilir. Bu durum, serginin bir araya getirdiği koleksiyonların ya da sergide yer alan her işin belirli bir beğeniye göre seçildiği anlamına gelmez. Yine de bu proje, her bir koleksiyonun merakla ve zaman vakfedilerek ender özelliklerle oluşturulduğunu beyan eder. Söz konusu koleksiyonlara herhangi bir ayrıcalık ithaf etmeksizin, özgünlükleri açısından ülkedeki az sayıdaki koleksiyon arasında yer aldıklarını vurgular.

Sergideki işler, Bilge ve Haro Cümbüşyan, Ayşe ve Saruhan Doğan, Tüten ve Agah Uğur koleksiyonlarından seçilmiştir.

Tüm işler orijinal dillerinde sunulmaktadır.

1

1